Hiç Eden Adamlar ve Hiç Hisseden Kadınlara

Hiç Eden Adamlar ve Hiç Hisseden Kadınlara

Yazı: Sümeyra Emektar

Bizim gibi kadınları anlamaya çalışmak yorucudur. Ürkütücü bu girişten sonra önce kim olduğumuzu anlatayım, korkmayın azdır sayımız. En az bir kez karşılaşır, anlamazsınız. Bizim gibi kadınlar, yani karşısındakinin duygu ve düşüncelerini anlamak için her zaman –inanın bu hiç değişmez- kendisi yürekli olmak zorunda kalanlar. Bizim gibiler yüreğini eskitmek için gönderilmiştir bu dünyaya. Birilerinin hayatına çarpar, uyandırır ve gideriz…

Bizim gibileri sıradanlıklarla incitemezsiniz. Baş ederiz sencelerinizle, toplumsal adak adama şehvetinizle, vicdan terbiyesinden geçememiş yargılamalarınızla. Sendelesek de biliriz, değerli bir yalnızlık hiç edilmiş duygulu kalabalıklardan yeğdir.

Az sever, çok güveniliriz. Sevmek çok zordur bizim bünyeler icin ama güvenmek zorlardan da zor. Bazen canımız çeker, güvenmesek de sevebiliriz çünkü sanılanın aksine kalb daha değerlidir bizim ellerimizde. Soğuk diye yaftaladığınız kimliklerimiz rikkatimizi incitmemeniz içindir. Çünkü bir tek o kalır elimize. Kitaplarda yazar rikkate değmediğiniz sürece nasıl iyileşeceğimiz, pek ala biliriz. Ama rikkat incinince ne olur biz de bilmeyiz, siz zaten bilmek istemezsiniz. Kestirilemeyen duygu dünyasına aittir onlar.  İşte bu yüzden güvenmeyi hiç canımız çekmez. Güvenmek için yeterli sebep olduğunda güvenebiliriz ancak, bunu çok nadir yaşarız. Derin bir nefes almak gibi güveniriz. Bu yüzden güvenimizi kıranlar nefesimizi keser. Tek kelime edemeden bir solunum kitabına bağlarız ciğerlerimizi.

Siz okumayan adamlar ve kadınlar, çoğu kez bilmezsiniz kendinizi, kendisini bilenler rahatsız eder bünyelerinizi. Sizinle karşılaştığımızda hafiften bir bulantı etkisi bırakırsınız üzerimizde, ufaktan haddine çeken bir tavır yeterdir bulantıyı kesmeye. Sonra korkuyla karışık bir hayranlık duyarsınız. Sevdim sanırsınız, sevdiğiniz yalnızca tattığınız o ilk duygudur. O ilk duygu… Aradığınızın dahi farkında olmadığınız soruların cevabını  önünüze cüretkar bir fasılla bıraktığımız anda ki, şaşkınlıkla ve akıl bulanmasıyla karışık bir fikir travması!

Bütün hücrelerinizi titreten o hal var ya, o devamlıdır bizde. Bir süre sonra alışılamayan, bir bulantıda başın dönmeden ayakta kalmak gibidir yaşamak bizim dünyamızda. Neden bilir misiniz, ey adamlar ve kadınlar.  Çünkü bizler hakikati ararız, bu yüzden sizin gibi sahtelerle hiç anlaşamayız.

Derseniz ki “Hiç etmeyen adam yok mu, hepiniz kadın mısınız?”

Hay akla eresice adamlar ve kadınlar. Ben kadınım diye bu hakikat kadına ait olacak değil ya!

Hakikat sus der, şimdi susarım..

şubat 21 

yazı- Sümeyra Emektar

Lapsus Dergi'ye [email protected] üzerinden ulaşabilir ve yayınlanmasını istediğiniz eserlerinizi gönderebilirsiniz.

Kalem Sürçmesi

lapsus dergi