Evsizler
Şiir: Feyza Yılmaz
Sessizliği delen dilsiz bir fısıltı duyuldu evde
Koridordan geçen uzun ince halının üstünde
basılıp geçilen alelade bir nakış
sandılar, ya yerine aşık ya meczup
kafayı kalbe götürüp
bakamadılar suretine.
Yalın ayaklar çiğnedikçe yumuşadı dikenleri
Eskidikçe yıllandı, hatıraların rengine boyandı
Selamet bekler gibi pusudaydı gözleri
Sorsan ne çabuk anlatır asırlık derdini
gemiyi terke cesaret edip
girmediler denize.
Ne vakit uyumsuz mozaiklerle doldu evler
Sürmeli kapılar açıldı, vaki buldu emrihak
Mana tükendi ve sustu inleyen plak
Çaylar çorbalar taşınan kilimler soldu,
tükenmiş bahta acıyıp
nefessiz kaldı perdeler.
Delirmiş kadim dillerin lanetinden korktu göz
Akılları yutan kem hecelerden açıldı söz
Çetin bir fırtına koptu dağların ardında
Kulakları tıkayıp dinlediler mahkemeyi
birinci sayfaya sığdırıp
gizlediler kış kıyameti.
Demokles’in kalemiyle mühürlendi kapılar,
Gönüller evsiz, fikirler yurtsuz kaldılar
Arzın kubbesi düzmeceyle çöküp parçalandı,
Velveleyi duyan ölüler göğe kalkacak oldu da
mezar taşının ruhuna
ağıt yakıp sustular.
Evler yurtlara, yurtlar dünyaya karıştı,
Halılar toprağa, avizeler güneşe dönüştü,
Yıkılan duvarlar uzak bulutlara kavuştu,
Evsizler toz olup dünyayı dolaştı da
abes bir yalan kokusu
zihinlere karıştı.
Düştü sokaklara afyonu patlamamış çocuklar
Alegorik bilmeceye bakılan şu iki sırlı aynalar!
Konuşurken yüz düşer, sanki tutuklanır
Göçmenleri alıkoyan bir hükümsüz eşkıyadır
Aynadaki evsizler cama asılsa bile
adem görmez, aleme ayandır.
Şiir: Feyza Yılmaz