Halimiz
Şiir: Meryem Samur
Fotoğraf: Nguyen Thanh Ngoc
Sana defterime yazdığım son şiiri sordum dün.
Bilemedin.
Gözlerin eskisi gibi mahcup bakmadı.
‘Ah!’ dedin,
Anlamıyorsun beni.
Senin gibi şiir okuyamam artık ben.
Zihnimde kırk bir çeşit tilki,
Kitabın kapağını açar açmaz,
Bir kavgaya tutuşuyor.
Nice yoksulluk davası görülüyor, yargıcı yok,
Nice yaslar tutuluyor, ağıtı yok,
Nice kelimeler sıralanıyor, şairi yok.
Bir yokluk içinde kayboluyorum.
Sonra sen bana en son yazdığın şiiri soruyorsun.
Yahu halimiz mi kaldı şiir okumaya.
Daha geçen hafta çıktım
Davacısı kim bilmediğim bir mahkemeden.
Sanık bendim, gerisi bir bilmeceydi.
Ee desen önümüz ay aynı terane.
Şiir diyordun sahi;
Haydi yazsana benim zihnimdeki şu tilkilerin gazelini.
Dikkat et, ayazda kalıp donmasın kelimen.
Ağustos sıcaklarında gözaltı terlemeleriyle isilik tutmasın.
Sen sade kahverengi deri kaplı defterlere aşk şiirleri yaz e mi?
Bana da sade bir kahve söyle.
Bir kahve içimi unuturum belki.
Tanıdık eski bir dost gibi oturuverir masaya eskilerden kalma bir şiir.
Sonra istediğin gibi derin derin bakarım gözlerine.
Sesim eskiden şiir okurken çıktığı gibi çıkar.
Bir kahve içimi zamanla yetinirsin değil mi?
Fazlası deme,
Her şey fazlasıyla elemli,
Dertli ve yoksul şiirler keremli.