Eylül Paradoksu
Şiir: Hakan Yiğit
Fotoğraf: Patrick Porto
en çok da yüze vurur eylül,
arsızca.
asmasına küsmüş üzüm gibi
bağ bozumlarına yenik düşse de
umut diyor gözlerim.
hangi suya eğilsem
yedi kattan düştü yüzüm.
hangi dalı tutsam kırıldı
hep inceldiği yerden koptu
zaten her şey inceldiği yerden kopardı
hayatta biraz pamuk ipliğine bağlıydı
ama
yakala sımsıkı tut diyor ellerim.
eylül yüzüme vurdukça
bir kanadı kırık güvercin olurdum
“kırmak” da ne kırıcı bir kelime
o yüzden içimin aynasını da kırdım ahlarla vahlarla
kimsenin görmediği bir yerde içimi döktüm
mecaz değil yanlış anlama
boynumun borcuna yazdıklarımı sustum ve
kimsenin görmediği bir yerde içimdekileri kustum.
gökte asılı bir yemindir son sözüm
yüzüme vuran eylül serinliğinde ellerin
sol yanağımda dolaşır durur
yenilgim yazgımdaki kusurlu hecelere değil
baktım ki kendimden eksildim, tüm eylüllere pay edildim
git bul sev haykır diyor beynim
unut diyor yüreğim.
Şiir: Hakan Yiğit