
‘Ben’den Eylül’e
Şiir- Emrah Turan
Fotoğraf- Marta Wave
Ben’i eylül havaları dağladı
İçim şimdi bir paramparça Heja!
Kestaneler ağlıyor:
Gece, gündü ve ikisi arasında.
Eylül dedin mi;
Kalemler doğar, kelimelere cellat
Sayfalar kan revan deryası.
Kalemlerin ömrü tükenir,
Mushaflara anaç!
Ellerimden kaldı isimleri:
Masum, günahkâr, tövbekâr
Çocuk, genç, yaşlı
Mevsim sofrası hazır,
Uzaklarda odların yakarışı
Dağ, nehir, balık…
Gökkuşağına bürünmeye yolcu.
Vakit, tahammülsüz çanaklar
Gün ortası, seher vakti
Efil efil saklanır
Topuklar; çarık hikayeleri
Gömlek, sandalet, yeşil…
Beni, bu eylülün gelişi
Özlemlere hapsetti.
Daha dün geçti sevgililer,
Bak neredeler şimdi
Artık hepsi de gözden rahatlar!
Her güne, taş taşın yorganında
Kaç harf, kaç rakamın evinde?
İsimleri de değişse.
Bilinmez arşın arşın zindandayım!
Kaç koşum paramparça oldu
İçimdeki yılkı atlarının hışmından?
Mürekkep doğar, tütün nefesinden.
Hasret ki kar kirpiğine gebe,
Yuvarlanır yüreğimde dağ olur.
Demetler, ellerimde kurur
Gözlerim, bir bebenin bedeni
Narin, mis kokulu, avaz avaz…
Bulutların eteğinde, iplikler
Dokur yüreğimin yünlüklerini.
Bu yürüyüş, sultanlara kasvet,
Saraylara, bergüzarlara, kervanlara yol…
Ziyanı yok, yolcu mevsimlerin.
Yaş’lar! Emanettir toprağın ferahına
Her gün kavgaya tutuşur
Yenile yenile ellerimde.
Yemin, hokkada dönüşür iplik iplik
Hangi sayfalar azat edildi tebessümle?
Hayat bulmuş
Yürekte,
Şakakta,
Ayada,
Yokluğun adı varlıkta!
Cemre, ulur tan çeşmesine
Binlerce kuzu meler is nefesine…
Bir gamzeyle çarpar birbirine kanat
İçimde doğmamış sesler çağlar;
Şifan, süveydadadır kalbim.
Nice dilbere kanma
Mağluptur Dilruba olan.
Kar çiçekleri anacını bekler!