Umut Yosunu

Umut Yosunu

Şiir: Talha Erçevikbaş

Fotoğraf: Tasmon İslam

…Ve yine güneş çabalıyor
süzülmek için dar penceremden
yeni bir gün doğuyor galiba…
Bense… günsüz, güneşsiz,
dört duvar arasında…

Yüzüm gül kurusu gibi soluk,
dizim fersiz, dilim tatsız, tuzsuz.
göğsüme hapsolmuş duygularım,
bir garip boşlukta çiviliyim sanki,
herkes gibi kendi yalnızlığımda yitik.

…Derken mazgaldan bir türkü yankılanıyor,
…………yüreğim her türküyle adeta çiğneniyor,
gün gelir, gece gider, aylar geçer…
çile mi? …belki biter.
Ruhum derin bir boşlukta iken,
yapılan dualar, kılınan namazlar da olmasa,
bilmem ki insanı ne teselli eder?

Donuk bakışlarım saplanırken
yağlı, kirli duvara,
ağlamak bile yasak bana,
“Güneş görmemiş duvarlarda
kuruttum gözyaşlarımı.”

Durup durup uzaklara dalarken,
kapının küf tutmuş mavisinden,
bir çırpıda çıkarak…
kaç kürek eskittim,
umut yolculuğumun takasıyla…
sonra… sonra kendimi buldum

Özgürlükler ülkesinin
bir yakasında.
Uyanmak istemesem de
uyanıyorum, gardiyanın sesiyle.

Demir kapım, dar pencerem,
bileklerimi morartmış kelepçem,
içimde soğuk rüzgarlar eserken
gözlerimi kapatıyorum yine…
bu kez bir Cuma vakti galiba
Ezan-ı Muhammed-i ile
Cami yolunda, eş dost kolunda
Melekler hayran O’nun yolunda
ne hizmetler… ne sohbetler…

…Derken bu kez de
irkiliyorum yağmur sesiyle
küflü duvarın dibine damlayan
birkaç damla…
can bulmuş bir umut yosunu,
daha da bir taze kokuyor,
O da benim gibi…
birkaç damla ile ne hayaller kuruyor.

Lapsus Dergi'ye [email protected] üzerinden ulaşabilir ve yayınlanmasını istediğiniz eserlerinizi gönderebilirsiniz.

Kalem Sürçmesi

lapsus dergi