İki Yarımın Hikayesi
Şiir: Emrah Turan
Fotoğraf: Alex Sever
Ümide bir kala
Doğar yumuk eller,
Bir şehir ve bir kentin avucunda.
Tebessümlerin fezayı öptüğü;
Güneşin erken uyandığı,
Ayın geç uyuduğu,
Çınar gölgesinde zeytinin çekirdeği,
Selvinin endamından yoksulluğu,
Mızrap, bam tellerini aşır…
Mevsimler yıllara evirir
Abaküs ve uzayan numaralarını
Bir ben’de doğarız
Sen ve ben.
Elif’e ve ozana evrilir ayalar.
Eller sırılsıklam bihaber
Bezirgânda saklı iki hazine!
Bir bahanede kaç hile gizlidir?
Kaç hilenin ardında;
Yıkılır Elif, ağlar ozan
Yollar ayrılır, buzlar kızılımtırak doğar
Su damla damla ölür,
Sen, ben oluveririz.
Yol, durak, han ve ufuk…
Sen, yaldız panjurlu
Ölçüsü; tamı tamına uyan,
Güneşe selam veren pencerede
Ben, harabe kerpiçli,
Ölçüsü; karesiz, kırık,
Nemli, kuytu bir pencerede
Ufka bakar ümitlerimiz.
Kolların pamuk iplikle
İşlemeli tavana uzanırken;
Kollarım yamalı perdelerle
Yol alır kerpiçten maviye!
Sen, altın varaklılarda
Her gün taze suyla
Köpüklü baloncuklar uçururken
Ben, bakır kaplı
Altı siyah poşetle sarılı,
Ayda bir gelen
Evrile, devrilenden arda kalan,
İbriğin son suyuyla yuyanırım
Hanların ayrı ellerden büyümüş gözlerinden.
Sen, ben
Ben, sen
Biz olabilir miyiz?
Biz uzaktayız uzak!
Gelemeyiz bir araya artık!
Hükümden gayrıdır,
Aranın hükmü.
Biz; sen ile ben’iz,
Durakların gözden ırak köşelerinde.
İki ayrı hayalin kervanında
Nefes alırız ömürden.
Deniz gözlerinde gölken
Göl, gözlerimde okyanustur.
Gönül örgülü bir saçta
Hayata selam vermişken
Efil efil bir saçın engininde
Yalpalaya yalpalaya süzülür kaldırımlarda
Sen, ben
Ben, sen
Biz olabilir miyiz?
Yollar düşerken çöl yangınlarına!
Şiir: Emrah Turan