Sessizliğim
Şiir: Arif Asaf Kaya
Fotoğraf: Paul Julliot
Sessizliğe sessizce alıştı bakışlarım
ve sadeliğe
vakit çalan şiirlere
şaircilik oynayan cüretime
umursamadan hem de…
Uzun bir karanlıkta fark ettim
kısa düşüncelerimi
dev vitrinimin içinde..
Küflenirken duygularım
bir yalnızlık çıkmazında
kaybettiğim her yol ağzı
dipsiz bir kuyu oldu avuçlarımda..
Sustum…
durdum ve sustum…
koştum ve sustum…
baktım ve anladım ki,
susmakmış nihayeti benliğimin…
Anladım ve sustum beklerken
Bekledim ve sustum öğrenirken
Öğrendim ve sustum herkes konuşurken
konuşmaya susadım sonra
zifiri bir sessizlikte
bir el bir dil bekledim
yol olsun bana
Beklerken sessizlik oldu yolum
sonu olmayan
uçurumları saran
okyanusları yaran
firavunlara ebedi yokluk sunan
bir yol, bir sonsuzluk
yoklukla iç içe geçen
düşünce seferlerinin bergüzarı
kahkahaların mirası
Veraların verâsından gelen
bir sessizlik…
Öyle bir hal alır ki
yitirir soluklarımı
ayrılmaz başucumdan
terk etmez kulaklarımı
Selviler diker yamaçlarıma
gözümün uzanamayacağı
gönlümün kaldıramayacağı
bir mezarlığa iter ruhumu
sebepsizce
sessizce…
Unuturum sonra her hatırayı
ağlama nöbetlerinde
gözyaşlarımla beslenen
bir çeşme başında
kimliksiz ve kimsesiz
unuturum unuttuğumu…
Bahar terk eder ansızın ufuk çizgilerimi
ve damıtırım unutkanlığımdan
saklanan sergüzeştimi
hatırlarım ecelimi
şafağım tükenirken
bir veda girdabında
yıkarlarken heykelimi
Bir sela gölgesinde
Öleceğim gün düşer takvimlere
görürüm her mezar taşında
silinmiş bir harfimi.
sonra bir bebeğin kundağından
dikerler kefenimi.
sararlar beni yitiren
beni bitiren
en acımasız derdimi
Sessizliğimi…
Şiir: Arif Asaf Kaya