Bohçacı
Şiir: Ayşe Bozbayır
Heyt! Bohçacı geldi haanıım!…
Minarelere kılıf satarım.
Nakış nakış cerbeze
Yalan, dolan, düzmece…
A be sakın bakmadan geçme!
Demagoji, dialektik; şahane!…
Almadığına değil, bakmadığına yanarsın,
Birine uymadı mı? Öbürüne takarsın
Sen yine al hepsini, saklarsın…
İhtiyaç fazlasını antikada satarsın…
Ahanda bu, en rağbet gören;
“Muzır maniler” adı, öğren, öğren!
Hani -güya- hayırlı işler, mışlar, mişler…
Yapmadın mı zamanında işini?
Giydirirsin kılıfı, çekersin ipini!…
Al şu da öteki, fevkalade…
“Her doğruyu her yerde
Söylemek hakkın değil, bekle!”
Hem edersin milletin gözüne perde,
İşini görür, al al! Çekinme!…
Bir de şunu dene;
“Maliyet yeterli değil”
Ay senin elin de, açık mı, delik mi?
Belli değil…
Diklik de neymiş, onun bunun önünde eğil
Sok kılıfa, ohh yat yayıl!…
Bitti mi sandın? Ben de çeşit gani,
Bohçam dopdolu, yok yok yani!
Bunlar kurtarmaz dersen, aha diğerleri;
“Doğru dersin de, cemiyet hazır değil”
“Sen öyle san, hiç de öyle değil”
“İşler inan, bildiğin gibi değil”
“Talep çok, personel yok”
“Çok yoğunum, zamanım yok”…
Falan filan, ayh tamam, karnımız tok!
Eee bu kadar çeşitle iş yürür mü? Yürür!
Ayol daha ne olsun? Birisi muhakkak işini görür!…
Neyse… Ben bohçamı başka yere sereyim
Ağzımla derim de, neremle yerim?
Ehl-i liyakat değilsem, çeker giderim
Rûz-i mahşerde yakandan tutar çekerim…
Şiir: Ayşe Bozbayır