
Keder Karası
Şiir: Emre Birdal
1/
Kucağımda ilkbahar demetleri tutarak
Deşilen yaralara bastım bakışlarını
…
2/
Ne bir ağız dalaşı ne çalkantı telaşı
İki kürsü arası yanan genç genizlere
Ekim bulutlarıyla yaşaran o gözlere
Seğiren günlerimi, yatışan yüreğimi
Teşhir ettim de geldim hatamı unutarak
Son kez alsam dersimi rahlede boyun büküp
Gül dallarına yazdım közlere denk derdimi
…
3/
Nasıl teskin edeyim ülkemin kuşlarını
Nükseden illetlere nerden çare bulayım?
Yaver giden şans değil bin türlü dünya hâli
…
4/
Keder karası bir helâllik yıkarken badireleri
Püskülleri solan bir türkü akar toprağa
Yazların göğsünden emilen ümitlerle
Kamelya gölgesinde dalınan düşlerle
Sadede gele gele dağıtsam dumanları
…
5/
Yaprak hışırtıları taşıp göçer beste geçidi gibi
Bazısı sürgünler köyünün gölüne nazır
Münzevi bir ihtiyarın kulaklarında
Kimi seslerse damlar bir bülbül mezarına
Ardına katar katar turnaları dizerek
Sitem vefa gelgitiyle uğrar Anadolu’ya
…
6/
Kifayet etmiyor mazgal sızıntısı gün ışıkları
Kartpostal karesi bir mavi de yetmiyor nefeslenmeye
Zamanın havanında dövdüğüm gönlümü
Ruhumda açılan yırtığa usulca koysam
Ukde kalmasın ey kardeşlerim içinizde
Dayanırken mengene acılarına yıllar yılı
Yeşersin hasretimizin çölü diye ağlarken gizli saklı
Kara kundakların ateşinden hepinizi çekip alsam