Maya

Maya

Şiir: Neslihan Bağlaç 

Fotoğraf: Bade Saba 

 

Kanat çırpan kuşlar vardı,
Sıcak zamanlarda.
En çok alıcı kuşlar olurdu pervane
Başının üstü deli divane.

 

Sıcak yeller estiğinde
Bir şölendi mavi gök
Kanat kanada çarpar
Yankısı dağlarda çınlardı.

 

Bir gün bir sis oturdu göğün gözüne
Fırtınanın hoyrat eli ovuşturdu
Sıcak yelin tahtına boran, kış çöktü
Kuşlar alaz iklimlere göçtü.

 

Üşüyor ve yalnızdı
Canını kendiyle sardı, yetmedi.
Canhıraş bir üşümeyle
Ellerini açtı göğe.
***
Ve Tanrı,
Ona bir avuç maya verdi!
“Gönlünü acıyla yoğur!” dedi.
“Önce biraz kabaracak,
Kabardıkça kabından taşacak,
En sonunda ateşiyle buluşacak!” diye ekledi.
Eli yandı…
Ağladı, çok ağladı.

Tanrı ateşi harladı
Kuşları unutmasını hatırlattı…

“Varsın onlar birbiriyle oynasın,
Sen kendinle oyalanacaksın…
Sana verdiğim mayayı hafife alma,
Pişme kıvamını yakala.”
“Yanıyor… Canım yanıyor!
Bu kadarını yüreğim almıyor,” diye
Feryat etti.

Ve Tanrı tekrar dile geldi:
“Bedeninin doğum sancısını annene,
Ruhununkini sana verdim!”
Kafası karıştı,
Elini kalbine bastı,
Yolu adımladı.
***
Şimdi ona bir yer gerek
Peygamber Hira’sı
Ya da Zerdüşt’ün mağarası
Girmesi gerek yaşamla ölüm arası
Ondaki, bir yürek yanması.

Lapsus Dergi'ye [email protected] üzerinden ulaşabilir ve yayınlanmasını istediğiniz eserlerinizi gönderebilirsiniz.

Kalem Sürçmesi

lapsus dergi