Küçük Bir Ölüm

Küçük Bir Ölüm

Küçük Bir Ölüm

 

Musallada bir beden

Dört beden küçük gelmiş.

Ve mezar sahibinin

Mezar taşından bile

kısaymış boyu

Bir bulut birikmiş

Bir kadının gözünde

Kadının gözünde bulutlar koyu

 

“Merhumu nasıl bilirdiniz?”

Bu nasıl soru!

Melek gibi değildi, melekti.

Tek suçu salonda

Gerisin geriye emeklemekti.

Üst dudağında sütten bir bıyık

Başının üstünde tüllü bir kayık

 

Ve bir de gülerdi

uykusunda apansız.

Gülmek ki ölmekten çok daha zamansız

 

“Merhumu nasıl bilirdiniz?”

Az bilirdik

ve çok da sessiz

 

Bir adamın elleri uzanırken toprağa

Bir adamın yüreği

çöl olmuş gölgesiz

Bileklerinde parlak,

sinsi bir demir

Şimdi nasıl söylenir

gecelerin ninnisi

Bu bizim şehrimizin

bitmeyen ikindisi

 

“Merhumu nasıl bilirdiniz?”

Bu nasıl soru!

 

Benim içimde asıl bir soru dineliyor

Ve muhterem cemaat sormaktan korkuyorum

Yankı yankı

bu soru kendini yineliyor

Yerdeki halının desenlerine dolanıyor ruhum

Lütfen söyler misiniz

Bizi nasıl bilirdi merhum?

Lapsus Dergi'ye [email protected] üzerinden ulaşabilir ve yayınlanmasını istediğiniz eserlerinizi gönderebilirsiniz.

Kalem Sürçmesi

lapsus dergi