Küçük Bir Ölüm
Küçük Bir Ölüm
Musallada bir beden
Dört beden küçük gelmiş.
Ve mezar sahibinin
Mezar taşından bile
kısaymış boyu
Bir bulut birikmiş
Bir kadının gözünde
Kadının gözünde bulutlar koyu
“Merhumu nasıl bilirdiniz?”
Bu nasıl soru!
Melek gibi değildi, melekti.
Tek suçu salonda
Gerisin geriye emeklemekti.
Üst dudağında sütten bir bıyık
Başının üstünde tüllü bir kayık
Ve bir de gülerdi
uykusunda apansız.
Gülmek ki ölmekten çok daha zamansız
“Merhumu nasıl bilirdiniz?”
Az bilirdik
ve çok da sessiz
Bir adamın elleri uzanırken toprağa
Bir adamın yüreği
çöl olmuş gölgesiz
Bileklerinde parlak,
sinsi bir demir
Şimdi nasıl söylenir
gecelerin ninnisi
Bu bizim şehrimizin
bitmeyen ikindisi
“Merhumu nasıl bilirdiniz?”
Bu nasıl soru!
Benim içimde asıl bir soru dineliyor
Ve muhterem cemaat sormaktan korkuyorum
Yankı yankı
bu soru kendini yineliyor
Yerdeki halının desenlerine dolanıyor ruhum
Lütfen söyler misiniz
Bizi nasıl bilirdi merhum?