Süpürge Hayatlar
Şiir: Feyza Yılmaz
Uzun kırmızı elbiseler giymiş hayaller gördüm,
Kuyruğunda üstüne basılan manifestoları
Kumaşları jakarlı ve etiketleri havalı
Tozlara bulanmış eteklerini bulutlara değin sürürken
Yıldızları alaya verir dökülen pırıltıları
***
Kadife elbiseler sevmiş çileli hayatlar gördüm,
Unutulmuş şarkılar gibi yumuşak, aşık gibi mahzun
Paslı tırabzanlar kadar afili ve yorgun
Heybesini sırtlanmış merdivenleri çıkarken
Yüce gönlü hep düğüm, onun masalı hep uzun…
***
Tülden elbiseleri soyunmuş insanlar gördüm,
Olmayan dualarının besmelesi çorak
Aslen gönülleri kırgın, ruhları aç ve çıplak
Güneşin cehennem sıcağında ölü gibi yatarken
Bir hayalin ortasında unutulmuşlar yazık, dımdızlak!
***
Antik elbiseleri yamayan ince sanatkârlar gördüm,
İçinde gömülmüş ne bir keder ne bir sancı
Dünün tuzlusu var hamd olsun, o bugünün kaymağı
Kurtlar sofrasında hokka burunlar bükülürken
Sırtında ne varsa yolcunun hissesi, payı.
***
Yetişkin reyonunda unutulan çocuklar gördüm,
Beş beden büyük ceketiyle bakıyor aynaya
Renksiz eteğini tutuyor oynaya oynaya
Ayağındaki sivri topuklarla çamura batarken
Çıkarıp atamıyor üstünden, dayanamıyor soğuğa.
***
Sürgün elbisesi giydirilen yolcular gördüm yolda,
Mefkuresi mahpus, sefer tası boş
Omuzları dökülüyor, kir yaftası nahoş
Dalga dalga kabaran tozu pisliği süpürürken
Yarasına pamuk basan vefalı nağmeyle seslenir,
Lütfun da hoş kahrın da hoş…
***
Yangın yerinde kül olan bekçiler gördüm,
Kirpikleri ürkek, al yanakları sönük
Kelimeleri keskin, hayalleri kırık dökük
Giden seyyahlara küskün ağıtlar yakarken
zarif sesleri duyulur kalbin kemiğinden
Kün fe yekünden gayrı yoktur mülk.
Şiir: Feyza Yılmaz
Fotoğraf: Engin Akyurt