Yazar
Günlük: Öykü İnanoğlu
Fotoğraf: Anna Shevchuk
Nesli’ye Mektuplar 7
Sana komik bir şey söyleyeyim mi Nesli? Şu an beni ve bizi hatırlamayan seni, zamanında kalbime façalar atan kıza tercih ederim. Hatırlamaman sorun değil. Belki de sorundur. Senin açından güzel benim tarafımdan korkunç ve aynı zamanda muhteşem olan anılardı. Hem lanetli hem de kutsanmış gibi hissediyorum hatırladığım zaman. Unutmak da onun gibi bir şey sanırım, hem bir hediye hem de bir azap. Fakat, geçmişe baktığımda benliğimden silmek istemeyeceğim tek bir şey var… Bir his…
Sen yanı başımda iken hissettiğim his. Hem en yakın dostlarıyla birlikte gibi deli dolu, hem de tek başına gibi dingin ve huzurlu. Tamamen yalnız. Asla yalnız değil. Tam.
Kısacası hem siyah hem beyazsın benim için. Ve beyaz tarafın siyah tarafının üstüne yansıdığında…
İşte o zaman;
Ben
tüm renkleri görebiliyordum.
Yeni mahlasım,
Yazar
Nesli’ye Mektuplar 8
Geçmiş Nesli
Merhaba Nesli,
Sana yazmamdan beri 67 gün 13 saat 45 dakika geçmiş. Görüşemesek bile sana yazdığımda hep iletişim kurduğumuzu düşündüm ben biliyor musun? Varlığımı iki saniyeliğine bile farketmiş olsan, o benim için bağ kurduğumuza dair kendimi inandırmama yetmişti.
Fiziksel olarak konuşmam gerekirse yaralarım iyileşti, merak edersen. Ruhsal olarak konuşmam gerekirse…
Yazıyorum gerçi, tüm kontrol bende nasıl olsa. Ruhsal olarak da iyiyim diyebilirim. Sensiz mükemmelim diyebilirim.
Muhteşemim!
Ama keşke burada olsaydın. Konuşsaydın, konuşsaydın. Cümlelerinde, cümlelerinin altındaki kelimelerde ismim geçmeseydi. Lakin sesin kulaklarımdan köpürüp taşsaydı. Farkettiğini anlamıyor muyum sanıyordun gerçekten? O bahsettiğin erkekler kum tanesi gibi gözükse de sert rüzgarlarla kulaklarımı yara bere içerisinde bırakırdı. Ben o yara bere içerisinde bile hâlâ iyi ki derdim, iyi ki rüzgarın yönü bana doğru ki kum taneleri bana doğru geliyor. Ben nasıl bir acizdim Nesli? Hayatımda yaşadığım en güzel acizlikti.
Sesini duymadığımdan beri 58 gün 6 saat 34 saniye geçti.
Sesini duymamaya alıştım ben Nesli. Dinlediğim şarkılardaki kadınlarda hep senin sesini duyuyorum zaten.
Seni görmediğimden beri 56 gün 18 gün 3 saniye… Yapabileceğimi zannetmiyordum ama ona bile alıştım ben artık.
Ama alışamıyorum. O gamzelerinsiz yaşayamıyorum ben. Diyetteki bir insanın ilk kilosunu verdikten sonra durduğu ilk haftanın pazartesindeyim şu an. Ne için bu kadar acı çektiğimi bilemiyor, daha güzel bir amaç uğruna olduğuna kendimi inandırarak bir süreliğine kendimi oyalasamda, o vitrinde yoğun şekerli ve karbonhidratlı zararlıları gördüğümde “Neden?” diyorum. “Ne için bu uğraş?”
Daha sonra diyorum, daha az acı çekmek için şu an bu kadar acı çekmeye değer mi?
Bilemiyorum Nesli, sen biliyorsan lütfen bana yaz.
Her zaman senin,
Yazar
Günlük: Öykü İnanoğlu
Aslında neye ihtiyacınız var biliyor musunuz?
Her şeye sahip olduğunuza dair farkındalığa..
ve ben sizi
bunu anlamanız için gereken algı dairesi yarıçapından
mahrum etmeyeceğim.