Kursağımın Kırıntıları
Şiir: Sercan Erdinç
Fotoğraf: Nazila Azimzade
Garantisi olmayan bir
Yolculuk düşlermişim meğer.
Üzüm çekirdekleri biriktirirken cebimde,
Beklediğim mayasıydı oysaki,
Yoksa kalsın çağırmayın
Beni o masaya.
Çekilmez bunca
Zamanın tükenmişliği.
Noksansa bir duble saki.
Ne zerrem müsade eder
Duymaya,
Ne tek bir nefesim
Adım atmaya,
Ben bu günlerde sorar oldum.
Divane gibi dolanırken,
İçime kalan uktelerde.
Ulan neydi senin gayen de
Onca seneyi hiç düşünmeden yaşadın.
Dile kolay bilmem kaç sene bebeklik.
Bilmem kaç sene çocukluk.
Bilmem kaç sene ergenlik.
Bilmem kaç sene ha adam oldun,
Ha olacaksın mavraları.
Bilmem kaç seneye
Gün be gün,
Lades tutuşmak gibi yaşamak.
Hep aklında ama,
Hiç olmadı sofrada mutluluk…
Kelimeler gözyaşı tanesi bakma,
Ondan bunca safsata.
Bitmez bir türlü anlatıp durduğum.
Bilinmez bin türlü konuşup da anlatamadığım.
Bir kısım hep çürümüş,
Elinde ufalanır…
Yüzüne bakmadığımdan,
Sorulmamış arzularım.
Hiç nüfusa kaydedilmemiş
Yirmi bir gramlık ruhum…
Garantisi olmayan işler tutmuş gibiyim.
Bata çıka öğrenirsin demişler de,
Yenilen pehlivan misali
Yorgunluğum.
Şimdi oturur ağlarsında sen halime,
Vicdandan yoksun.
Yedi sülalesini üst üste koyduğum…
Gerçi tüm insanlığı üst üste koysam
Bir galaksi bile etmeyiz ya,
Çölde bir kum tanesi varlığım…
Biçimine, yolunu yordamına,
Sağına soluna bakmadan karşıya geçen adamım.
Hikayenin bir gidişatı olmayan,
Tarifi, telafisi olmayan yer
Hep durduğum.
Ahmaksın lan sen!
Düpedüz salaksın
Yer yer öylece kalakaldığın.
Hiç bir garantin yok belli ki,
Ne bok yemeye tohumlar
Attın aklına.
Umut yeşertmeye çalıştın
Bu kuraklıkta.
Bu cenabet şansına
Alıştın sanırım.
Kaçınılmazken başlamışsın
İşte yavaş yavaş zevk almaya…
Şiir: Sercan Erdinç
Tanrı’nın satırları arasında kendime bir cümle arıyorum. Nefes almaya devam etmek için. Hangi ifadeyle biterim muamma…