Göç’ük

Göç’ük

Şiir- Serkan Öztürk 

Fotoğraf: Ozan Çulha 

 

“Valizine ne sığarsa
onu getirirsin geldiğin şehre”
Öyle demiş sıradaki ve önündeki teyze
Hava yağmurlu, gökyüzü dönmüş griye
Dizilmişler bir bina dibinde
Tabelada çok Almanca bir kelime;
“Auslanderböherde“

Hiç aklında yokken göçmüş bizim yere
Kafa tutmuş memleketteyken siyasilere
Siyasiler polisi göndermişler ziyaretine
Mahkeme yollamamış ama cezaevine
suç şüphesi varmış, kuvvetliymiş hemi de
Ondan sebep yurt dışı yasağı koymuşlar
Adam zaten şu yaşına kadar çıkmamış;
Edirne’den öteye
“Zaten doğuştan yasaklıyız” demiş Hakim beye
Hakim, gülmemiş hakim olmuş kendine
Hakim yorgun, işi başından aşkın
Pek çok terörist varmış memlekette
Hepsinin cezasını kesecek,
kesmezse cezalarını, tayini yiyecek
Bizim oğlana demiş, dostu da eşi de;
“Durma sen buralarda git bir şekilde,
bunlar bırakmaz seni, atarlar kesin hapse”
Almış hanımını bundan beş buçuk ay önce
Geçmişler siyah sulardan bir gece
Hiç bakmamış gerisin geriye
Bakarsa “gitmem toprağımdan” derim diye
“Doğduğun yer kederindir, göçtüğün yer kaderin”
Öyle demiş sıradaki ve önündeki teyze
Bizimkiler ilkin hoş gelmişler Selanik’e
Bizans hiç de değilmiş kahpe
Yedirmiş, içirmişler, hatta etmişler teselli de
Neyse, oradan ver elini Germany’e
Vira bismillah demişler özgürlüğe
Kamp hayatı, derken oturum için mahkeme
Dili dönmemiş bir türlü yeni dile
İstediğini anlatamamış, anlamamış istenileni de
Bunalmış, darlamış bizim oğlan iyice
Bilirim, gerer Germany’min evrak kürek işleri
Demiş hanım “biraz sıkalım dişleri”
Sıkmışlar çok fazla dişleri
Sonraları strese dayalı çekilmiş diş etleri
Hipokratoğlan der ki;

“Akıtırsın gözün yaşı
düşürüsün böbrek taşı
Depresyona erersin bazı bazı
Bunlar göçün olmazsa olmazı”

Zaten göçün prospektüsünde de yazar
Yan etkileri çıkar azar azar
Ta çocukluğundan bir yerlerden bulup
Kimi zamanlar içini çeker bizimkisi
Çünkü rüyaları kalmış göçtüğü yerde
Bir de
Serin bir balkon altında mahalle
Hatıra çiçekleri açan bahçelerinde
ve
Muhabbetli yüzleri bırakmış geride
Sığdıramamış onları valizine
En azından almış yanına tüm heveslerini de
Öksürmüş sıradaki ve önündeki teyze
Ama yeni bir hayat, yeniliklere gebe
Bir de karısı kızlarına gebe
Dokuz aylıkmış, sayılıymış günleri de
Yani anlayacağınız
Rahme anavatanda düşse de
doğacak kızçe Germany’de
İsmi de belli; “Ayende”

Aşırı sağcılar demiş
Sıradaki ve öndeki teyze
Çok artırdılar oylarını son seçimde
Bizim oğlan memleketten alışık
Aşırı sövmüş, aşırı olan tüm siyasilere
Düşünmüş o an birden bire
Ayende’de göçecek mi ileride birine?

Kendisi için; “Bana şair dense şairler alınır, ressam dense ressamlar incinir, senarist dense senaristler kalemini kırar, aktör dense konservatuvarlar kapanır, sanatçı dense sanatçılara çok ayıp olur. O nedenle ben kendime “özenir” diyorum.” Diyor. Biz de ona kısaca “Serkan Öztürk” diyoruz.

Lapsus Dergi'ye [email protected] üzerinden ulaşabilir ve yayınlanmasını istediğiniz eserlerinizi gönderebilirsiniz.

Kalem Sürçmesi

lapsus dergi