Toz, Sis ve Sızı

Toz, Sis ve Sızı

Yazı: Deniz Yılankaya 

Fotoğraf: Lokman Sevim 

Gittin. Ne hızla çarpan kapı sesi ne havada uçuşan veda sözcükleri. Sessizce çıkıp gittin hayatımdan. Gözümde biraz toz ve midemde hafif bir sızı kaldı. Hepsi bu.

– girdim. açıktı kapı. solmuş güllerden bir çelenk vardı girişte ve şarkı söylüyordu muhabbet kuşları –

Gittin. Sonbahar. Havada yağmur ve naftalin kokusu. Yanımdan hızla geçiyor otobüsler. Bilmediğim duraklarda, tanımadığım insanlara anlatıyorum seni. Altını çizdiğin anılara dalıyorum. Tenime batıyor kırık notalar.

 

– girdim. pencere pervazına sıkıştı gökyüzü. sis, biteviye. öfke, en çok sana yakışan. şehrin ışıkları yanarken, her ev kendi yalnızlığına
çekilir –

Gittin. Anladım ki ayrılığın ardından çöle dönen yaşamı yeşertecek kuru bir dalda saklı olan umudu bulabilmektir bütün mesele. Ve anladım ki, insan en çok kendisine açılan yolu bulabilirse aydınlanır.

– Girdim. üşüyen fotoğrafları ısıttım, buruşmuş kelimeleri ütüledim. Aldığım her nefesle içine çekiyor beni zaman. belleğimin oynadığı bir
oyun bu, biliyorum. sessizce kararıyor oda –
Gittin ya, bir yanım hep güz kaldı.

Bir yanıt yazın

Lapsus Dergi'ye [email protected] üzerinden ulaşabilir ve yayınlanmasını istediğiniz eserlerinizi gönderebilirsiniz.

Kalem Sürçmesi

lapsus dergi