Şiirlerden Geçmiş Gülüşlerin
Şiir: Zehra Azize Erten
Fotoğraf: Svetlana
Bütün şehirler yalan söylüyor
Bu kalabalıkların hepsi sahte
En koyu mevsimi düşmüş yalnızlığın kaderime
Çocuklar tanışmamış henüz bayram günleriyle
Çemberler ve horoz şekerleri arşivde tozlanmış
Kalbimin odacıklarında geziyorsun sense
Her gün bıkmadan
Yorgunluk biriktiriyorum inan seni ağırlamaktan
Gözümü açıyorum her sabah sensizliğe
Sense içimin derinlerinde
Her an, her saniye…
Sonbahar sonunu yaşamaktı yokluğun
Bilmediğin hüzünlere sığındım
Limanlar aradım mutluluk esintili
Poyrazlarda parçalandı sandalım
Taşıyorum dolunayları göğsümüm tam orta yerinde
Söyle nasıl yaşanır
Bu ağırlık ve gelgitle
Hüzne kırdım dümenini ömrün
Sisten görünmüyor hayallerim
Geçmişim gitti bir martı irisinin gagasında
Dinmeyen poyraz düştü yazgıma
Aşkın kör noktasından vuruldum
Yıldızlar yağıyor gözlerinin ela göğünden
Haydi çek bir nefes hüznümden
Ben dolsun nefesin
Titresin ellerin
İstanbul nefes alıyor gözlerinde
Bir erguvan gibi taşıdım aşkının yarasını
Gönlümün en gizli köşesinde
Her bahar kanattı gözümün yaşını
Hatıralarını fısıldadım
Taze erguvan dallarına
Sen bilmedin
Kimse bilmedi
Nadasa bıraktım ümitlerimi
Hiç hasat gelmedi
Şiirlerden geçmiş gülüşlerin
Bakışların aşk rengi
Maviye boyanmış bir hindiba aktı
Göklerden denize
Gül hatminin beyazında kaldı günlerim
Şiir: Zehra Azize Erten